11 Nisan 2009 Cumartesi

Liverpool 4 : 0 Blackburn Rovers



Liverpool istiyor ve yürüyor. Tugay 66 dakika oynadı ama Torres zaten 34. dakikaya kadar 2-0 yapmıştı zaten..Golleri 5. ve 34. dakikalarada Torres, 84' te Agger, 90' da N'Gog la 4-0 lık net bir galibiyet Liverpool'u sağlam bir şekilde geri bulduğumuzu gösterdi.

Chelsea maçının sonucunun lige yansımasından çok korkmuştum ama kırmızlar hala yolunda yürüyor...



walk on through the wind, Liverpool
walk on through the rain, Liverpool


Büyük Derbi...

Derbi gelip çattı yine..Uzun zamandır bekliyordum bu maçta tribünde olmak için ama hemen ertesi güne vizelerimin denk gelmesi yine bir hevesi kursağımda bıraktı...



Maçın favorisi için söylenecek pek bir şey yok aslında...Galatasaray ve Fenerbahçe' nin lig performansları malum..Öyleki puanları eşit ve attıkları ve yedikleri gol sayıları bile birbirine yakın. Birde Galatasaray' ın saha avantajının Fenerbahçe' nin derbi şansıyla karşılaştırırsak yine bir eşitlikten söz edebiliriz.

Dileğim tabiki kazanmak ama benim için önemli olan hak eden tarafın maçı götürmesi..Geçmişte öyle derbi maçları yaşadıkki, ne hakem hataları ne şanssız goller aldı götürdü derbinin önemini ve büyüklüğünü..



İlk maçta olmayan Kewell' dan çok şey bekliyorum açıkçası...Kalitesini oynadığı her maçta bir şekilde yansıtan bir oyuncu. Eğer liderliği eline alırsa Lincoln ile birlikte Arda ve Baros' un da formuyla bu işi kotarırlar..Lakin aksi takdirde işler kötü olabilir.

Bir de Lincoln' ün oynaması meselesi var ki bence şu anki Ümit Karan' ı düşündükçe banko oynaması gereken bir futbolcu...Hem elinde taraftarla arasını düzeltebilmesi ve piyasa yapabilmesi için dünya vitrininde olan bir maç var.


Umarım herşey Galatasaray' ın lehine olur ama en önemlisi, klişelerden hoşlanmasam da, hakedenin kazanacağı bir derbi olsun...ve Baros iki, Kewell, Arda birer gol atsın :)

Kocaelispor:1 - Beşiktaş:3


Kocaelispor' un artık son demlerine geldiği bugünden sonra daha da kesinleşmiş gibi gözüküyor sanırım...

2. dakikada atılan golün üzerine yatmak futbolda görmek istemediğimiz bir oyun tarzıdır..Kocaeli' de bugün yine aynı oyun tarzına tutunmaya çalıştı..Beşiktaş maçın ilk yarısında uyumasaydı son 15 dakikaya kalacaklarını da düşünmüyorum..

Kocaeli adına bir talihsizlikte Taner' in sakatlanmasıydı..Henüz 6. dakikada sakatlanıp hastaneye kaldırılmış üstelik..Bu maç için önemi oldukça fazlaydı lakin Kocaeli' nin matematiksel şansı varmı bilmiyorum ama eğer Taner bundan sonraki karşılaşmalarda olamayacaksa Kocaeli' nin o şansı da dibe vuracaktır. Dilerim ki Taner' in korkulacak birşeyi yoktur.

Kocaelili olarak ve her kesimden övülen taraftarı olan bu takımın küme düşmesi oldukça üzüyor beni..Yerine gelebilecek muhtemel takımlardan Manisa' nın taraftar profilene baktığımızda Kocaelispor taraftarının kattığı rengi sağlayamayacağıda ligimiz için bir eksiklik olacak kuşkusuz..

İlk yarıdaki performansının sonuçlarını acı bir şekilde yaşayacak bir Kocaelispor var artık ligimizde...

Maçta savunmaya çekilerek aslında yenilgiyi hazırlayan Kocaelispor ikinci yarı Beşiktaş' ın baskısına uzun süre dayanamadı.. Murat ve Serdar' ın kaçırdığı goller de son bir umutla tutundukları dalı da çatırdatmaya başladı galiba...

Umarım bir mucize olur ve kalmayı başarabilirler...

10 Nisan 2009 Cuma

İlkleri Biz Yapar, Tarihi Biz Yazarız..Kızlarımız Avrupa Şampiyonu



Türkiye adına en büyük Avrupa başarıları gösteren tek klüp Galatasaray' dı ve bu ünvanını bu akşam tekrar pekiştirdi.

Galatasaray Bayan Basketbol Takımı FIBA Avrupa Bayanlar Basketbol Kupasında Cras Basket Taranto takımını tam 21 sayı farkla yenerek Avrupa şampiyonu oldular.

Maçın başından beri önde götürdüğümüz maçta en yakın fark 3.periyot sonuna doğru 2 olarak kaydedildi.

3. periyotun sonlarına doğru tempomuz düşünce 15 sayılık farkı 2 sayıya kadar indirdiler. Bu periyottaki savunma zaafı ve isabet azlığı bizi biraz sıkıntıya sokmadı değil.



Bir ara finali kaybettiğimizi düşünsemde maçın sonuna doğru tekrar düzelen takımla son saniyelerinde kalbimin yerinden çıkacağını hissederek izledim maçı.

Uzatmalarda rakibe sadece 4 sayı atmasına izin veren Galatasaray sonunda 21 sayılık farkla şampiyon oldu.

Sophia Young ın müthiş oyunu diğer Galatasaraylı bayanlardan bir adım önde durdu ama Galatasaray Bayan Basketbol takımı istekli, yürekten mücadelesiyle şampiyonluğu takım olarak ülkemize getirdiler.



Ben bu kupanın Türk Basketbolu için de oldukça faydalı olacağını düşünüyorum..

Türkiye adına bir ilki daha Galatasaray' ın gerçekleştirmesi beni müthiş gururlandırıyor.

İlk maçtan sonraki yazımda Ayhan Şahenk teki yerimi alacağımdan söz etsem de maalesef gitmek kısmet olmadı. Biletlerin tamamen bitmesi ve benim bilet almada birazcık gecikmem bu tarihi geceyi sadece ekrandan yaşamama sebep oldu.



Ben orada olamasamda taraftarımız turun geçilmesinde çok fazla etkili oldu diye düşünüyorum..

Galatasaray Bayan Basketbol takımına bize yaşattığı bu gurur için teşekkür ediyorum. Umarım play -off ve Teknosa kupasında da gülen taraf yine biz oluruz..

Sizleri ayakta alkışlıyoruz...

Liverpool Stamford Bridge' a bırakmış olabilir mi?

Her ne kadar Liverpoollular Premier lig Şampiyonluğunu Şampiyonlar Liginden daha çok önemseselerde dün akşamki mağlubiyet beni çok fazla üzdü..

Müthiş bir maçtı ve Liverpool turu çok fazla riske sokabilecek böyle bir sonucu hak etmedi sanırım.

Akıllardaki Premier Lig ve ard arda maç yoğunluğu kadrosu diğer Avrupa devleri kadar geniş olmayan Liverpool' u fazlasıyla etkiledi diye düşünüyorum..

Torres 'in Türkiye maçlarındaki performansını sürdürdüğünü de düşünüyorum. Alıştığımız Torres' i göremediğimizi belirtmek istiyorum. Maalesef onun yedeği dahi olabilecek başka bir futbolcu olmadığı için Torres' in bize hem lig hem de Chelsea karşısında güzel bir geri dönüşle Şampiyonlar ligini getirmesini bekliyorum..

Gerçi turu geçsede ortada bir Barça gerçeği var ama Liverpool asla vazgeçmez.

Tur için kendi evinde alınmış kötü bir sonuç olsa da, ben Liverpool' un hala turu geçebilecek bir sonuş alabileceğine inanıyorum..Hiddink gibi birini ekarte etmek zor olacaktır ama yine de inançlıyım.

Bir de sahada kırmızı ve maviden oluşan çok güzel başka bir görsel şölen daha vardı. Bizim lise öğrencilerine yaptırılan 19 mayıs şenlikleri gibi renkliydi..Tabi kırmızının rengi hep ayrı..

Adler' in Münih Yolu Barcelona' dan mı Geçecek?

Sanırım böyle bir hezimet serisi başlangıcını hak etmişti B.Münih.. Hak edip etmediğine biz karar veremesekte Wolfsburg ve Barça öyle diyor...

Uzun zamandır, bir çok futbolsever gibi, böyle bir maça şahit olmamıştım. Barça a dan z ye futbol adına, şov adına her şeyi sahaya koydu.




Messi ve arkadaşları diyoruz ama bana göre sahada Messi kadar etkili ve yararlı bir futbolcu daha vardı. İniesta.

Gerard, Xavi, Iniesta hayranlıklarımda Gerard açık ara öndedir ama Inista sanırım yavaş yavaş Xavi' nin gönlümdeki tacını ele geçirmeye başlayacak...

Tabiki Messi bana göre tartışmasız dünyanın en iyi futbolcusu konumunda..Pele mi Maradona mı ikili sorusuna Messi mi diye de bir ek açmak lazım geliyor artık sanırım..

B.Münih' in yenileceğini bekliyordum ama dün akşamki durum ne yenilmekti ne ezilmekti..Bambaşka bir durumda bıraktı Barçalılar. Her açıdan uzun yıllar unutulmayacak bir performans ortaya koydular.

B.Münih son iki maçta iki kaleci denese de sonuç olarak pek bir şey değişmedi..Bavyeralıların kaleci sorunu devam ediyor.



Almanya basınına göre Bayern' in transfer listesinin başında artık Adler varmış..Geçen sene başaramamışları ama sanırım Barça Bayern' e Adler konusunda ısrar etmeleri gerektiğini hatırlatmaya çalıştı..

Uefa Kupası

Uefa Kupası Çeyrek final maçları bu gece oynandı. Açıkçası favoriler kazandı diyebiliriz.Yada en azından benim favorilerim..

Galatasaray Bayan Basket Takımını izlemekte olduğumdan bu geceki Uefa maçlarını pek takip edemezsem de maç öncesi tahminlerimde yanılmadım.

Werder Bremen evinde, son maçlarını kötü götüreen Udinese yi 3-1 yendi. Bremen' in Diego su yine 2 golle parlamış.

Hamburg- M.City maçından da Hamburg galibiyeti bekliyordum açıkçası ama, Tv deki altyazılarda M.City nin ilk golünü daha 1. dakika da attığını görünce acabamıki dedim ama Hamburg alıp başını gitmiş yine. Galatasarayı yıkan Guerero final golünüde kaydetmiş yine..City' nin Premier lig performansını da göz önünde bulundurursak normal bir sonuçmuş gibime geldi. Hatta İngiltere deki maçta bile M.City adına pek ümitli değilim.

Tahminin de zorlandığım tek maç Shaktar - Marsilye maçıydı..Her iki takımında nezaman ne yapacağı belli olmuyor. Zaten iki teknik adamı da tanıyoruz..Avantaj Luce' de olsa da Fransa da Marsilya' nın turu geçme şansı hala var bence...

Psg - D.Kiev maçıyla ilgili olarak, Kiev' in maçı kaybetmeyeceğinden adım gibi emindim. Kiev' in çok dirençli bir takım olduğunu düşünüp en kötü ihtimalle berabere bitecek bir maç olacağını da tahmin etmiş bulunarak, iddaa kuponlarımda pek 0 tahminin de bulunmayan ben bu sefer turnayı gözünden vurarak 5 maçlık iddaa kuponumdan gelecek ikramiyenin de sevincini yaşamktayım..

Kiev' deki rövanş maçına gelince, tur için favorim tabiki Kiev...

Bu arada İddaa tahminlerim şöyleydi:

Basel-N.Xamax Tahmin: Üst Sonuç : 3-0
Hamburg - M.City Tahmin: Üst Sonuç : 3-1
Shaktar - Marsilya Tahmin: 1 Sonuç : 2-0
W.Bremen - Udinese Tahmin: 1 Sonuç : 3-1
P.S.G. - D.Kiev Tahmin: 0 Sonuç : 0-0

9 Nisan 2009 Perşembe

yalnızlık

sen küsüp giderken bir çift sözüme
sessizce karşıma çıktı yalnızlık
pişmanlık hissiyle yanan yüzüme
beter ol der gibi baktı yalnızlık
......


ne kadar hasretsem bir tebessüme
o kadar muhtacım son nefesine
ruhumda beliren her hevesime
bir hüsran perdesi çekti yalnızlık
......


cemal Safi

Orhan Veli #2

Bilmezler yalnız yaşamayanlar,
Nasıl korku verir sessizlik insana;
İnsan nasıl konuşur kendisiyle;
Nasıl koşar aynalara,
Bir cana hasret,
Bilmezler.

Orhan Veli

Albert Camus #2

"İnsan Böyledir azizim, iki yüzlü; kendini sevmeden sevemez başkasını."

8 Nisan 2009 Çarşamba

100 Liverpool Efsanesi - #1 100 Players Who Shook The Kop


Kenny Dalglish...




Souness - Dalglish - Hensen


Sanırım Liverpool sevdalısı bir çok kişi, Ali Ece 'nin blog sitesinden Liverpool Efsaneleri yazılarını biliyordur.

Eğerki daha önce bu yazıları okumamış olan varsa, videosunu izlemeden önce kesinlikle yazıları da okumalarını tavsiye ederim..Ali Ece sitesi blog bağlantılarımda mevcuttur.

Bende bir Liverpoollu olarak elimde bulunan Liverpool Efsanelerinin videolarını ekleyeceğim.

100 Liverpool efsanesinden her birini, her gün olmasa da sıklıkla eklemeye çalışacağım..

İlk sırada Kenny Dalglish...

Yalnız şunu belirtmeliyimki videolar tabiki de İngilizce..



Ali Ece' nin Kenny Dalglish yazısını okumak için:

http://aliece.blogspot.com/2009/03/liverpool-efsaneleri-1-kenny-dalglish.html

İçimden Bir His...


Porto bir çok kişiye göre bu akşam bir sürpriz yaptı ve Manchester United ile berabere kaldı.

Porto' nun şampiyonlar ligi maçlarının bir kaçını takip etmiştim. Genel olarak kontra atak oynuyorlar ama yinede istediklerini almayı başarıyorlar.

Bugünkü maçlar için iddaa kuponu oynarken bile 1 vermek içimden hiç gelmedi ve üst biteceğinden eminmişim gibi üst oynadım.

Herneyse, Porto' nun öyle yada böyle istediğini biliyoruz. Bana göre çok avantajlı bir skor yakaldılar. Alex Ferguson, istedikten sonra bu turu da geçecektir diye düşünüyorum ama içimdeki his şöyle demişti bana daha grup maçları bittiğinde: "Porto sanki bir kaç tur daha gidermiş gibi.."

Dünyanın en ilginç restaurantları...#1



Beyrut'ta "Silah ve Ekmek" adında hizmet veren lokantada her şey askeri terimlerle satılıyor. Lokantada, bir de "terörist yemeği" bulunuyor.

7 Nisan 2009 Salı

Albert Camus #1


"Ahlaka dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim. Çünkü top hiç bir zaman beklediğim köşeden gelmedi."


Albert Camus' dan ahlak ve futbol ilişkisi.. Futbolseverlerin daha çok üstüne alınabileceği türden sanırım..yada üstüne alınmak isteyen herkes için...


Gaziantep:0 - Galatasaray:1

Açıkçası son 4 maçında kazanamayan bir Galatasaray' ın, Trabzonu deviren bir Gaziantep karşısında pek maç kazanacağını düşünmüyordum.. Hele ki 4 sezondur da Antep' te maç kazanamayan bir Galatasaray'ı düşündükçe..

Galatasaray bu hafta puan kaybı yaşasaydı, muhtemelen artık şampiyonluk için havlu atacaktı. Zor da olsa kazandılar ama sanırım bunda Gaziantep' in beklenen futbolu ortaya koymamasının da bir etkisi vardı..Gaziantepli futbolcular birazcık daha dikkatli olsalar, ki Beto' nun, Haldun Üstünel ve Adnan Sezgin' i koltuklarında, korkudan türlü hallere soktuğu pozisyonda, yüzde yüzlük golü kaçırmasaydı, Galatasaray' ı içinde olduğu krizin, daha da derinine iteceklerdi. Ve belki de Antep' e götürülmeyen Lincoln ve Bülent Korkmaz bir hafta boyunca tekrar konuşulacaktı.

Maç boyunca Galatasaray defansının üzerlerine gelen her topu, rahat pozisyonda olduklarında dahi ileriye bilinçsizce uzaklaştımaları maç boyunca beni ve tüm Galatasaraylıları çileden çıkarttı.

Aynı durumu, aynı ikiliden milli maçlarda da gördük. Belki İspanya karşısında yaşadığımız, özellikle kendisine topun geçmesini büyük bir iştahla bekleyen İspanya gibi bir takım için bulunmaz nimettiler. Özverileri için ne kadar saygı duysam da, emaneten savunma oynadıklarını bu kadar belli etmeleri, bir an önce gerçek savunma oyuncularının iyileşmelerini özlemle beklememe sebep oluyor..

Emre Aşık' ın profosyonelliği tartışılmaz ama büyük derbi öncesindeki bu maçta da sarı kart görüp ilerleyen dakikalardaki ikinci sarı kart riski de, sandalyemde bir iğne hissiyle oturmamı sağladı..

Volkan' ın Galatasaray gibi bir klüpte oynadığını ne zaman farkedeceğini ise çok merak ediyorum.. Gaziantep' in neredeyse var olan tüm atakları Volkan' ın üzerinden yapması Fenerbahçe maçı için rakibimize çok güzel örnek teşkil etti diye düşünüyorum. Gerçi artık ligde Volkan' ının kanadını kullanamayan hiç bir takım kalmadı diye biliyorum..

Barış hırsı ve enerjisiyle mutlaka çok önemli bir futbolcu ama aldığı hiç bir topu doğru şekilde pas yapamaması, ortaya koyduğu performansı ne kadar değerli kılıyor bilemiyorum.

Ve Ümit Karan, üzülerek söylüyorum ki bu adam yine gol atamadı. Oynayamamaktan şikayetçiydi ama artık üst üste forma şansı buluyor ve yine üzülerek görüyorum ki bu adam en yakınındaki arkadaşına dahi topu İTEMİYOR. Bu kadar kötü ve isteksiz futbolu Galatasaray' da hiç bir futbolcunun sergilemesi düşünülemez.. Umarım derbide Bülent Korkmaz inadından vazgeçer de Lincoln' ü oynatıp Ümit Karan' ı tekrar, layık olup olamdığını bile düşündüğüm yedek klübesine çeker..Aksi takdirde burada Baros' un üstün gayretiyle oynadığı maç içerisinde bulduğumuz golü, Fener karşısında bulamayabiliriz.

Bir parantezde Mehmet Güven' e, gelen her teknik direktörün mutlaka maç içerisinde oyuna aldığı bir futbolcu.. Oyunlara direk başlamasa bile bir çok maçta mutlaka sonradan oyuna dahil oluyor. Fakat ben bunca zaman içerisinde, Galatasaray gibi altyapısından bir çok iyi futbolcu çıkartmış takımlardan A takıma geçipte 5 sezondur kendisine yeni bir şey katamamış, hala amatörlük günlerini yaşayan bir futbolcu görmedim..Galatasaray' a gelen her teknik adamın bu oyuncuyu oynatması, bende ya Mehmet Güven'de şeytan tüyü var yada antrenmanlarda çok iyi olup teknik direktörü kandırıyor fakat maçlar da gerçek yüzünü gösteriyor düşünceleri yaratıyor..Hatta ileride bu konu hakkında anket düzenlemeyi bile düşünüyorum....

Gelelim maçta, bana göre diğer herkesten çok kazanmayı düşünen Arda, Kewell, Ayhan ve Baros'a..Baros, maç boyunca topu çok güzel ileride tutup, dribling denemeleriyle gerçekten etkili bir futbol oynadı. Attığı gol ise gerçekten harikaydı..Sanırım kendisinin de dediği gibi bu kariyerindeki ilk rövaşata golü..Kariyerinin bir çok ilkini Galatasaray' dayaşayan biri için bu da güzel bir not oldu. Umaraım daha bir çok ilki de burada başarır.




Kewell tam bir usta ayak, ayağı, pasları, adam eksiltmeleri muhteşem..Bu akşam da yorulana kadar harikaydı. İkinci yarıdaki bir pozisyonda sağ tarafta aşırtma ile Gaziantepli bir futbolcuyu geçip arkasından harika bir ayak oyunuyla diğerini de yere serip en son Tabata'yı da göndermesi, Lig TV nin jeneriklerine girecek kalitedeydi..

Arda, yine sürekli hücumu düşünerek oynadı. Galatasaray'da gerçek oyunu oynayan nekadar az futbolcu kaldığını düşünürsek yine gerçek bir Galatasaraylı özverisini gösterdi..

Bülent Korkmaz, bu maç içerisindeki oyuncu değişiklikleriyle de, Galatasaraylılara hala ümit verebilmiş değil. Çok yorulan Arda ve Kewell' ın çok geç değiştirilmesi yine çok düşündürücüydü.. Sanırım Arda artık değişiklik ricasında bulunmasaydı 90 dakika oyunda kalacaktı..

Zorda olsa kazandı Galatasaray ama açıkçası gelecek haftaki derbiden çok umutlu değilim..Korkarım ki bu oyunla, kendileri de çok iyi oynamasa da Fenerbahçe yine sevinen takım olacak...

Korkuyorumm. Ya Bizimkiler de İsterse..:)

"Gol başına harika seks"
Paderborn'un Türk futbolcusu Sercan Güvenışık'a önemli doping!



Paderborn'un bu sezonki başarısında büyük pay sahibi olan ve takımın da şu ana kadar 13 golün altına imza atan Sercan Güvenışık, attığı gollerden ziyade sevgilisinin bir açıklamasıyla gündeme geldi.

Golcü futbolcunun Sırp sevgilisi Sandra Drljaca, attığı her gol için erkek arkadaşını yatakta mükafatlandırdığını söyledi. Drljaca, "Gol başına harika seks var" dedi.

Sercan Güvenışık, daha önce Denizlispor ve Vestel Manisaspor'da da forma giymişti.

Gazeteport


Bir haber sitesinde gördüğüm yazıyı buraya da taşımak istedim...Oldukça ilginç geldi.. Türkiye' deki diğer futbolculardan da böyle bir istek gelir mi acaba...Korkuyorum...:)


Bir ürkek Amerikan Başkanı...

Amerikan Başkanının narin yüreği çok heyecan yaptı sanırım...:) Bir ben böyle ürküyorum sanırdım....:)


Hürriyet Video'larını izlemek için Flash 7 veya daha yüksek eklenti yüklenmeniz gerekmektedir. Yüklemek için tıklayınız!!!

6 Nisan 2009 Pazartesi

Takım Tutmak..Niçin Takım Tutuyoruz?

Nedir takım sevgisi? Tuttuğun takımı diğerlerinden ayıran özellik nedir? Delicesine bağırıp, şarkılar söyleten, bir çok şeyi aklından çıkmasını sağlayan nedir? Kimi zaman gözlerini kapatan, körü körüne inanmanı sağlayan renkler mi dir, farklı değerler mi dir?



Bir Galatasaraylı ve Beşiltaşlıyı yada Fenerliyi birbirinden ayıran özellik nedir?

Liverpool' lu olmakla Everton'lu olmak arasındaki fark nerededir?


Kendi takımından ayrılıp, ezeli rakibine gitti diye bir futbolcuya domuz başı attıran faktör nedir?



Kimi zaman kendi takımının kazanması neden milli takımının kazanmasından daha fazla zevk verir?

Kardeşlerimizin, çocuklarımızın bizden farklı, özellikle rakip takımı tutma ihtimali neden korku duymamızı sağlar?

Futbol takımları arasında bir çok rekabet çeşidi vardır. Aynı şehrin takımları arasında oynanan maçlarda daha çok görülen bu özellik Barcelona - Real Madrid gibi ülke derbileriyle de göz önünde bulunabilir.

Mezhep, ırk, sınıf, sosyal faklılıkların günümüze kadar getirdiği rekabetlere artık takımlar arası ekonomik rekabette eklenmiş bulunuyor.

Bazen sevgilimizi unutmamızı bile sağlayan bu takım ve futbol sevigisini biz nasıl yaşıyoruz?

Aslında temelde yatan olgu nedir?




Katolik bir futbolcu, protestanlıkla özdeşleşmiş bir takımda gol attığında dahi yuhalanıp dışlanıyorsa bunun temeli neye dayanmaktadır?

Leeds takımı taraftarlarının İstanbul' da ölmesinin sebebi nedir?

Liverpool' lu taraftarların takımının satılmasını önlemek için aralarında para toplama girişiminin altında yatan sevgi neye bağlıdır?




Yada yine Liverpool' lu Gerard' ın önüne gelen servetlere rağmen takımında kalmasının sebebi?

Lucarelli' nin Torino ile sözleşme yenilemek yerine daha düşük ücretle çocukluk aşkı Livorno' yu tercih edip, "Bazı oyuncular kazandıkları milyonlarla kendilerine Ferrari yada yat alabilirler. Ben kendime gidip o parayla Livorno forması aldım" demesi neyle açıklanabilir?



Bir futbolcunun çıkık omuzla kendini takımı için feda edişi?

Tüm bunlara rağmen, "Kefen giyerim, Galatasaray forması giymem", " Beşiktaş'tan başka hiç bir klüpte oynamam" , "Ben aslında küçüklükten beri Fenerbahçeliyim" sözlerini söyleten nedir?

Türk futbolunun gelmiş geçmiş en fazla gol atan futbolcusu olacakken, kendi kendine en büyük kötülüğü yapan Tanju Çolak neden daha fazla para için farklı bir klübü tercih etmiştir?



Her futbolcunun daha büyük bir takıma geçerken küçüklükten beri o takımı tuttuğunu iddia edip, başka bir büyük klübe geçerken de aynı sözleri yeni klübü için söyleyebilmesi?

Bunca farklılıklar ve aşırı fedakarlıklar yada holiganizma varan taşkınlıklarla var olan taraftarlık nedir?

Renkler mi, küçüklükten gelen bir alışkanlık mı, tarih veya klübün ülke misyonu mu yoksa takımının hayat görüşüne olan yatkınlığı mı?

Neden Galatasaralıyız, Beşiktaşlıyız, Fenerbahçeliyiz...




Yıllardır lider olabilme özelliği ve bir kültüre sahip olması mı beni Galatasaraylı yapan yoksa yıllardır kazandığı tarihsel başarılar ve Lise nin ürettiği aydınlar mı?

Çarşı' nın her şeye karşı muhalefeti mi önemli yoksa 8-0' lık yenilginin veridği acı ve diğer İstanbul takımlarına karşı daha az olan kupa ve şampiyonluk sayısı mı?



Gerçekten neden takım tutuyoruz ve taraftarlıkta gerçekten var olduğuna inandığım o ruhu nasıl elde ediyoruz?

Cevaplarımızı bulduğumuzda gerçekten mutlu olacağımıza inanıyorum...


Ümit Uğurlu

5 Nisan 2009 Pazar

woswos



O bir minik, o bir star,aslında o bir kız, o bir 2 kapılı,o bir 4 tekerlekli, o bir sarı, o bir tospa,
o bir kaplumbağa, o bir woswos ve o benim kendi küçük olsa da en büyük aşkım...ben ona bakıyorum,o da bana bakıyor melül melül...sevgilim, tospa ve ben ne isterim ki sağlıktan başka...

Nisanın İçinde Bir Eylül




nisan ve eylül...Biri baharın en güzel ayı..Diğeri de güzün başlangıcı..İki ayı da çok seviyorum;ama sebebi komik.İsimlerini seviyorum.söylenmesi o kadar ağzıma yakışıyorki sanki..naif geliyor bana..bide babamın doğum ayı.en değerli varlığım,evimizin bir tanesi,benim kıymetlim..herşey güzel de..hayat nasıl her zaman güzellikler getirmiyorsa nisan da öle benim için..ilk gün başlıyor içimdeki hüzün.. bu ay dedemi kaybettim ben..şişko dedemi kaybettim.. Orta yaşlarda bir ölüm onunkisi..paylaşımlarımızın artmaya başladığı senelerde büyük bir veda..tam 8 yıl oldu. yaşandıkları eskisi kadar anımsayamasam da,acım daha da büyüdü..sanki hüznüm 8 kat arttı. Ben onun gibi sevgi dolu bir insanı özledim.güleryüzlü,komik,herkesi başına toplayan insanı özledim ..senelerce hastalıklarla uğraşsa da niye ben demeyen,yalanı dolanı olmayan insanı özledim..torun aşığı insanı özledim.eli bol,yaşamayı seven,hayat dolu bi insanı özledim.ben dedemi çok özledim.. tanışabilir miyim bir daha öle birisiyle? tanışsamda onun yerini tutar mı?
Nisanın içinde bir eylül benimkisi
.

gksn